Bakan Yılmaz, toplantıda müfredat değişikliklerinden ÖSYS ile TEOG sınavlarına kadar eğitimde birçok konuda değerlendirmelerde bulundu. İsmet Yılmaz, eğitimde ilk, orta ve yüksek öğretim dahil her alanda kaliteyi artırmak için çalıştıklarını ve eğitimde çıtayı artırdıklarını söyledi. Geçmişe kıyasla bugün daha nitelikli bir eğitim verdiklerini belirten Yılmaz, 70 kişilik sınıflardan 26 kişilik sınıflara geldik. Öğretmen sayısını artırdık. Üniversiteler açtık, kontenjanları biz artırdık diye konuştu.
Üniversite yerleştirme sınavında kontenjanların dolmamasıyla ilgili yapılan eleştirilere katılmadığını vurgulayan Bakan Yılmaz, bu yıl yapılan sınav sonucu üniversitelerin lisans bölümlerine 346 bin 671 adayın yerleştirildiğini ve bu rakamla tüm zamanların rekorunun kırıldığını ifade etti. Yılmaz, Lisans eğitiminde 1998’de devlet üniversitelerinin 135 bin 605, vakıf üniversitelerinin 10 bin 792 olmak üzere 146 bin 397 kontenjan var. Bu yıl devlet üniversitelerinde lisans kontenjanı 373 bin 642, vakıf üniversitelerinde 83 bin 536 toplam 457 bin 178… İlk defa devlet üniversitelerinde 346 bin 671 öğrencimiz lisansa yerleşti. Resmin tamamına bakıldığında herhalde en başarılı netice bu dönemde alındı desek doğrudur diye düşünüyorum dedi.
İsmet Yılmaz, üniversite sınavı sonrası boş kalan kontenjanların daha çok meslek yüksek okullarında olduğunu söyledi. Bu sonucunu Aralık 2016’da meslek yüksek okullarına yapılan sınavsız girişi düzenleyen kanunun değiştirilmesini gösteren Bakan Yılmaz, Geçen yıl meslek liselerinden sınavsız olarak 2 yıllık ön lisanslara giriliyordu. Bu yıl sınavı getirdik. Bunu üniversiteler de kalite olsun diye yaptık. Sonuç yine başarılıdır. Geçen yıl tercih etme hakkı olup 2 yıllık okulları tercih edenlerin oranı yüzde 70, bu yıl ise yüzde 50’nin üzerinde… Ek yerleştirme ile evlatlarımız hak ettikleri yere gireceklerdir şeklinde konuştu.
İmam hatip liselerinin ÖSYS sınavlarında başarılı olup olmadığı yönündeki tartışmalara değinen Bakan Yılmaz, Çok net söylüyorum, imam hatip liselerimiz başarılıdır ifadelerini kulandı.
İsmet Yılmaz, müfredatta yapılan değişiklikler hakkında da konuştu. Eğitimde kalitenin artırılması için müfredatta bir takım değişiklikler yaptıklarını belirten Bakan Yılmaz, şöyle devam etti Müfredatta gereksiz, çağ ile uyumu kalmamış, tekrar eden konuları kaldırdık. 100 bine yakın değişiklik yaptık. Bunu yaptık da tek bir kişi kalkıp ‘bunu 5’ten alıp 6’ya koydunuz, 9’dakini 8. sınıfa aldınız. Bu doğru olmadı’ demedi. Büyük bir emekle benden önce yapılmış bir müfredat yenilemesi çalışma. 1 buçuk yıl boyunca bütün kamuoyunun görüşlerine açılmış, en demokratik şekilde herkesin görüşleri alınmış. Çalıştaylar, konferanslar yapılarak evlatlarımız bizim aldığımız eğitimden daha iyisini alsın diye bu çalışma ortaya konmuş
Müfredatta ‘Atatürkçülük’ün olmadığına yönelik iddiaların doğruyu yansıtmadığını kaydeden Bakan Yılmaz, Milli Eğitimin Temel Kanunu’nda açık ve net bir şekilde ‘Bütün eğitim Atatürk ilkelerine uygun yapılır’ maddesinin bulunduğunu hatırlatarak, bundan sapma olmadığını vurguladı. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi dışında beden eğitimi, müzik, tarih, güzel sanatlar, matematik ve fen bilimleri derslerinde müfredatta uygun işlenecek Atatürkçülük konuları üzerinden örnekler veren Yılmaz, Çok net olarak, Atatürk’ün bütün ilkelerinden, ülkemize kazandırmış olduğu bütün kazanımlardan öğrencilerimizin bilmesi istenir. Elinize insaf terazisini alın ve ‘Atatürk müfredattan çıkmış’ denilebilir mi Bizim istediğimiz şey insaf şeklinde konuştu.
Konuşmasında ilk ve orta öğretimde kayıt döneminin başladığını hatırlatan Bakan Yılmaz, öğrenci velilerinden istenen ‘kayıt parası’nın kanuna aykırı olduğunun altını çizdi. Yılmaz, Kayıt dönemi başladı. Kayıt parası filan istiyorlar. Böyle birşey yok. Bunun net bir şekilde kanunumuza aykırı. Milli Eğitim temel kanunu 16. maddesi; Öğrenci velileri hiçbir şekilde bağış yapmaya zorlanamaz. Buradan bütün yöneticilere, bütün okul müdürlerine, personelime ve velilere talimatımdır. Böyle bir uygulama olduğu söyleniyor. Doğru olmadığını söyleyeyim dedi.
İsmet Yılmaz konuşmasında basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. ÖSYM’nin ÖSYS-2017 yerleştirme sınavında ikinci kez yanlış hesaplama yaparak ‘özür dilemesi’ üzerine ilişkin soruya Bakan Yılmaz, Öncelikle şunu söyleyeyim, bir hata ve hatanın hiçbir zaman iyisi olmaz. Keşke olmasaydı. İkinci husus, hatadan sonra özür diledi. Bizim değerler eğitimimizde özür dilemek değerler eğitiminin bir parçasıdır diye yanıt verdi. Yılmaz, Yapılan bir itiraz üzerine ‘puanımı yanlış hesapladınız’ diyor. Bu denildikten sonra ÖSYM gerçekten bakıyor ki genelde 2 yıllık meslek yüksek okullarını etkileyen bir hatanın olduğunu görüyor ve bu yanlışlığı düzeltiyor. Yapılmaması uygundur. Ama varsa böyle bir hata düzeltilmesi lazım. Bir daha olmaması esastır. Bundan sonra olmayacağını söylüyor. Biz de ümit ediyoruz ki olmasın. Ancak bununla ilgili kendi idari işlemlerini başlattı. O soruşturma neticesi ortaya çıktığında biz de kamuoyuna bunun neden kaynaklandığını tek tek açıklayacağız şeklinde konuştu.
Konuya ilişkin hatası tespit edilen kişiler söz konusu olması halinde, istifa mekanizmasının işlenmesi gibi bir seçeneğin olup olmayacağı yönündeki bir soruya karşılık Yılmaz, Hakkında soruşturma açılır, kimin kusuru varsa mutlaka dedi.
İsmet Yılmaz, bir soru üzerine ÖSYM’nin ÖSYS sınavlarına yönelik adayların 15 dakika önce salonda olma kuralıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Bu konuda ÖSYM’ye yeni bir öneride bulunduklarını kaydeden Yılmaz, Orada şunu söyledik. ÖSYM bundan sonra şöyle yapacak; sınavı 10.15’te başlatınca öğrenciyi 10.00’da çağıracak. Sınav saati 10.00 olup 09.45’te gelinmesi sıkıntı oluyor. 10.00’da başlayacak bir sınava öğrencinin bilmiş olmasına rağmen geç kalması toplum vicdanını yaraladığı konusu herkes mutabakatta. Biz dedik ki bundan sonra sınavı 10.00’da söylediyseniz saat 10.15’te başlatın. Herkes 10.00’da gelmiş olur. Sınavın arasında hiç kimse gelmemiş olur. Bizim önerimizi dikkate alacaklarını söylediler. Biz de takip edeceğiz ifadelerini kullandı.
Bakan Yılmaz’a ‘evrim teorisi’nin müfredattan çıkarılmasına yönelik yapılan eleştiriler de soruldu. Yılmaz, Biz evrime karşı değiliz. Bilim bir şey söylüyorsa buna karşı olabilmek mümkün değil. Biz, ‘bu konu bu eğitim seviyesinde verilmesin, bundan sonraki eğitim seviyesinde verilsin’ dedik. Bunun için orta eğitim seviyesinin üstünde verilmesi uygundur dedik. Yani Darwin’e karşı olma gibi bir durum yok. Fen Bilimleri dersinde kalıtım konusu var. Mutasyon, çevreye uyum, adaptasyon gibi konular var. Hepsini bir aile gibi yani gruplandırma yaparsan evrim aile grubu içerisine girer şeklinde yanıtladı. Bakan Yılmaz, Evrim teorisi’nin orta öğretimde müfredatta yer almamasıyla eğitimin kötüye gittiği şeklindeki bir algının da doğru olmadığının eğitimin kalitesinin her açıdan iyiye gittiğinin altını çizdi
Bir gazetecinin KHK ile ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça’nın başlattıkları açlık grevine ilişkin bir sorusu üzerine Bakan İsmet Yılmaz, Biz herkesin mücadelesini hukuk çerçevesinde vermesini isteriz. Kişinin kendisine zarar verme hakkı yoktur. Türkiye bir hukuk devletidir ve hukuk çerçevesinde olmasını isteriz. Kaldı ki Birleşmiş Milletler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi dahi açlık grevini bırakmasını istedi. Biz de açlık grevini bırakmasını istiyoruz şeklinde yanıt verdi.
Bir gazetecinin cihat kavramının müfredata girmesini hatırlatarak bununla ilgili yapılan eleştirileri değerlendirmesi istenmesi üzerine Bakan Yılmaz, Biz bunu müfredata koyduk ancak öğretmenlere çerçeve koyduk. Yanlış anlamları verme. ‘İslam dini orta yoldur, aşırılıklardan kaçınır’ diyoruz. Barış dini olan bir dinin terminolojide bir kelimesi savaşa, kırıp dökmeye getirilebilir mi Dolayısıyla yanlış yorumlanmış bir şeyi düzeltmek gerekir şeklinde konuştu.
İsmet Yılmaz, son dönemde Milli Eğitim Bakanlığı’yla bazı sivil toplum kuruluşları ve vakıflar arasında imzalanan protokollerin hatırlatılması üzerine de Sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapılabilir. Farklı kuruluşlarla Bakanlığımızın protokolleri var. Ensar’la,Yeşilay’la, Kızılay’la da var. Halk eğitim sivil toplum kuruluşları olmadan olmaz. 200’e yakın STK ile protokolümüz bulunuyor. Birisi gelip bizimle çalışmak istediğinde ‘kusura bakmayın’ demiyoruz diye konuştu.