Özgüven eksikliğinin, kişilerin aldatılmasındaki en önemli faktör olduğunu ifade eden Oya Özer “Kendimizdeki değer, güven ve sevgi depolarımızı hep birileri doldursun diye bekledik ve o boşluklar dolmadığı zaman da hep karşımızdaki kişilere öfke ve kızgınlıkla karşılık verdik. Terk edilmekten, yalnız kalmaktan, aldatılmaktan korkan benliğimizi hep dışarıdaki duyguyla beslemeye çalıştık. Ve bunun adına da “AŞK” dedik” diyerek, günümüzde yaşanan ilişkileri anlatırken, şöyle devam etti:
“Hayatımız boyunca karşımıza çıkan tüm insanlar, bize kim olduğumuzu hatırlatmak ve kendimizi bulabilmemiz için karşılaştığımız yanlarımızdır. Her kime, neye öfkeleniyor, neye kızıyorsanız bilin ki kendinizde değiştirmediğiniz, içinizdeki değersizlik, güvensizlik gibi korkularınızın kaynağı olumsuz bir duygu ve düşünceyle karşı karşıyasınız. İşte bu yüzden sizi öfkelendiren, kızdıran ve hatta ihanet eden insanlara teşekkür edin. Size kim olduğunuzu hatırlatarak iyileştirmeniz gereken yanlarınızı gösterdikleri için” dedi. Öfke ve aldatılma sonucu ortaya çıkan travmaların çözümüne bilimsel bir bakış açısıyla yaklaşan Oya Özer, birçok ezberi de bu açıklamalarıyla yıktı. Her aldatan, karşı tarafı suçlarken hatta cinayetle sonuçlanan neticeler oluşurken Oya Özer’in bu açıklamasıyla aldatılan kişinin silahı teşekkür olur mu sizce?