Yazar Berat Eren’in derlemesiyle “Mesnevî’den Mesajlar”

Yazar Berat Eren’in derlemesiyle “Mesnevî’den Mesajlar”
Yayınlama: 07.05.2019
Düzenleme: 07.05.2019 10:44
3
A+
A-

Yazar Berat Eren’in kaleme alıp derlediği “Mesnevî’den Mesajlar” adlı kitabından yer vereceğimiz Hz. Mevlana’nın sözlerini yayınlayacağız.

1.

Bişnov ez ney çun hikâyet mî koned

Ez codâyihâ şikâyet mî koned

“Şu neyin nasıl hikâye ettiğini dinle. O ayrılıklardan şikâyet etmektedir.”

2.

K’ez neyistan tâ merâ bobrîde end

Ez nefirem merd ü zen nâlide end

“Ney, beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımdan kadın erkek inlemektedir, diyor.”

3.

Sîne hâhem şerhe şerhe ez firâk

Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk

“İştiyâk derdini şerhedebilmem için ayrılık acısıyla şerha şerha olmuş kalb isterim.”

4.

Herkesî k’û dûr mand ez asl-ı hîş

Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş

“Aslından, vatanından uzaklaşmış olan kimse, orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar.”

5.

Men beher cem’iyyeti nâlân şodem

Coft-i bed-hâlân u hoş-hâlân şodem

“Ben her cemiyyetde,  her mecliste inledim durdum; kötü ve iyi huylu insanlarla da düşüp kalktım.”

6.

Herkesî ez zann-ı hod şod yâr-ı men

Ez derûn-i men necost esrâr-ı men

“Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu, içimdeki esrarı araştırmadı.”

7.

Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nist

Lîk çeşm u gûş râ ân nûr nist

“Benim sırrım feryadımdan uzak değildir. Lakin her gözde onu görecek nûr, her kulakta onu işitecek kudret yoktur.”

8.

Ten z’i cân u cân z’i ten mestûr nist

Lîk kes râ dîd-i cân destûr nist

“Beden ruhtan ruh bedenden gizli değildir. Lakin herkesin ruhu görmesine ruhsat yoktur.”

9.

Âteşest în bang-ı nây u nist bâd

Her ki în âteş nedâred nist bâd

“Şu neyin sesi ateştir, hava değildir. Her kimde bu ateş yoksa o kimse yok olsun.”

10.

Âteş-i ışkest k’ender ney futâd

Cûşiş-i ışkest k’ender mey futâd

“Neydeki bu ateş ile meydeki bu coşkunluk hep içlerine düşen aşktandır.”

11.

Ney harîf-i her ki ez yârî borîd

Perdehâyeş perdehâ-yi mâ derîd

“Ney yârinden ayrılmış olanın arkadaşıdır. Onun makam perdeleri bizim nûrânî ve zulmânî perdelerimizi yırtmıştır.”

12.

Hem ço ney zehrî yü tiryâkî ki dîd

Hem ço ney demsâz ü muştâkî ki dîd

“Ney gibi hem zehir hem panzehir; hem dost hem âşıkı kim görmüştür?”

13.

Ney hadîs-i râh-ı por hûn mî koned

Kıssehâ-yı ışk-ı Mecnûn mî koned

“Ney kanlı aşk yolundan bahseder. Mecnun aşkının kıssalarından bahseder.”

14.

Mahrem-i în hûş coz bî-hûş nist

Mer zeban râ muşterî coz gûş nist

“Bu aklın mahremi akılsızkıktan gayrısı değildir. Dile de kulaktan başka müşteri yoktur.”

15.

Der gam-ı mâ rûzhâ bî-gâh şod

Rûzhâ bâ sûzhâ hemrâh şod

“Bizim gamımızdan günler vakitsiz hale geldi. O günler mutsuz ayrılık ateşleri ile yanmalara yoldaş oldu.”

(Devam Edecek)

Hz. Mevlânâ (k.s.) hicrî 604 yılında Belh’de doğmuş, 68 yaşında 672’de Konya’da vefât etmiştir.

En Meşhur eseri Mesnevî’dir. Mevlânâ’nın eserleri dünyada en çok okunan eserler arasında yer almaktadır. Hz. Mevlânâ Mesnevî de ki erişilmez üslubu ve verdiği örneklerle doğumundan 800 yıl sonra bile insanlığa güzel mesajlar iletebilmektedir.

Bu vesile ile bu gün Amerika’da, Avrupa’da birçok kişi Müslüman olmaktadır. Her yıl insanlar Konya’ya gelmekte, onun türbesini ziyaret etmekte, Şeb-i Arus törenlerine katılmaktadır. Geçen yıl Mevlânâ Müzesi, Türkiye’de en çok ziyaret edilen müze olmuştur.

Hz. Mevlânâ bir İslam mutasavvıfıdır. Onu hümanist ya da felsefeci gibi göstermeye çalışmak haksızlık olur. “Ben kul oldum, kul oldum!” diyerek Allah’ımıza; “Bu can bu tende oldukça Kuran’a köleyim!” diyerek Kitab’ımıza; “Hz. Muhammed(s.a.v) mübarek yolunu toprağıyım!” diyerek Peygamber’imize bağlılığını ifade etmiştir.

Mesnevî, Hüsamettin Çelebi’ye göre söylenilmiştir. Şems-i Tebrizî’ye göre söylenilseydi, kimbilir nasıl bir eser meydana gelecekti! Mesnevî 26.000 beyti ihtiva eder. İlk 18 beyti Mevlânâ kendisi yazmıştır. Sonrakileri, Hz. Mevlânâ söylemiş Hüsamettin Çelebi yazmıştır. Biz bu kitapta 3991 beyti inceledik ve bunlardan mesajlar iletmeye çalıştık.

O, Mesnevî’de sözlerine “Bişnev!” yani “Dinle!” diye başlar. Usul ve yakîn sırlarını anlatır. İslam dininin esaslarından bahseder. Dinin esası şeriat, şeriatın esası tarikat, tarikatın esası hakkikattir.

Hz. Mevlânâ “Harîm-i ilâhî nihayetsizdir. Oyalanma, Allah rızası için daha ileri git. Allah’ın füyuzâtı sonsuzdur.” diyerek, Cenab-ı Hakk’a bağlılık ve kulluk meselesinin önemine işaret ediyor.

“Fakr u zaruret içinde boğulan gönüller dumanla dolu bir eve benzer. Sen onların derdini dinlemek sûretiyle o dumanlı eve bir pencer aç ki onun dumanı çekilsin, senin de kalbin rakikleşip ruhun incelsin.” diyerek fakir ve gurabâ ile ilgilenmeyi tavsiye ediyor.

Ve “Sen ilkbahar güzelliğine karşı dudak ısıran hayran olan kimse! Bir de sonbaharın sararmış haline ve soğukluğuna bak! Yani sen aynadaki son nakşa bak! Bir güzelin ihtiyarlığındaki çirkinliği ve binanın harabe haline geleceğini düşün de aynadaki yalana aldanma!” diyerek dünya hayatına ibret gözüyle bakmamızı telkin ediyor.

Ben, Hz. Mevlânâ’ya cok muhabbet ettim ve ona yakın olmaktan cok mutlu oldum. Konya’da yaşarken zaman zaman Kapu Camii’nde sabah namazı kılar, sonra Mevlânâ Türbesi’nde  fâtihâ okurdum. Öğle namazını müteâkiben türbenin içine girer, Peygamber Efendimiz’in sakal-ı şerifini ziyaret edip, oradaki havayı teneffüs eder, ney seslerini dinlerdim. Bilhassa sıcak günlerde türbenin bahçesinde oturur, çiçeklerin arasında huzur bulurdum. Yatsı namazından sonra yeşil kubbeyi ışıklar altında seyretmekten büyük haz alırdım.

Defalarca Şeb-i Arûs törenlerine katıldım. Hz. Mevlânâ ile ilgili makaleler yazdım. Yönettiğim kurumlarda birçok akademisyene,  gazeteciye Hz. Mevlânâ ile ilgili konferanslar verdirdim. Hz. Mevlânâ ile ilgili eserlerin basılmasına, başkanı olduğum Büyük Selçuklu Vakfı’ndan ve sahibi olduğum Berat İnşaat Şirketi’nden destek olmaya çalıştım.

Şimdi hicret ettim, İstanbul’da yaşıyorum. Ama Hazret-i Mevlânâ’ya muhabbetim devam ediyor. Tâhirü’l-Mevlevî ve Şefik Can Beylerin Mesnevî şerhlerini okumaya, notlar almaya çalışıyorum. Mesnevî ile dost olmaya; hasretimi, acılarımı, sevinçlerimi paylaşmaya gayret ediyorum.

Mesnevî, Divan Edebiyatı’nda bir nazım şeklinin adıdır. Mesnevîde beyitler genellikle ikili olur ve her beyit kendi arasında kafiyeli olur. Mesnevî bir şiir kitabı değildir. Hz. Mevlânâ, Mesnevî’de beyitler halinde hikâyeler anlatır. Mesnevîde 270 hikâye vardır. Onlardan dersler vermek ister. Mesnevî hikâye kitabı da değildir. Mesnevî insanlığa güzel mesajlar veren bir eserdir.

Mesnevî ile ilgili çalışma yapan yazarlar hikâyeleri şerh edip daha anlaşılır hale getirmeye çalışırlar. Ancak bu çalışmalar ciltler halinde ve uzun olmaktadır. Biz bu kitapta önce ilk 18 beyti sırasıyla nakletdik. Sonra beyitlerden seçmeler yaparak mesajları özetleyerek iletmeye gayret ettik.

Bu satırların yazarının herhangi bir iddiası yoktur. Sadece, Mesnevî okumaları dolayısıyla  bazen gözyaşı, bazen hayret, bazen de hayranlık ve beğeni ile aldığı notları okuyucuya aktarmak, bu güzel mesajları paylaşmak istemiştir. İstifadeye sebeb olabilirsek, ne mutlu!

Bu kitabın hazırlanmasında yardımlarını esirgemeyen Prof.Ethem Cebecioğlu,Prof Vahit Göktaş, Prof Necdet Tosun beylere teşekkür ederim. Kitabı  bana hep destek olup, acı tatlı günlerimde yanımda bulunan aileme ithaf ediyorum. Cenâb-ı Hak tesirini halk etsin, rızasına nail eylesin, dergâh-ı izzetinde kabul buyursun inşaallah.

Berat EREN