İbrahim Hakkı Konyalı ve Üsküdar Tarihi

İbrahim Hakkı Konyalı ve Üsküdar Tarihi
Yayınlama: 04.10.2021
4
A+
A-

Lise yıllarında asıl ilgi alanım edebiyat olduğu halde tarihe karşı da büyük bir alaka duyuyordum. Zaten edebiyat ve tarih birbirinin mütemmimi, yani tamamlayıcısıdır. Ne dersiniz, söz buraya gelmişken edebiyatın çok kısa bir tarifini yapayım mı? Edebiyat, güzel konuşma ve güzel yazma sanatıdır. Bu sanata, daha doğrusu bu sanatı, hakkını vererek kullanmanın lüzumunu belirtmeye gerek var mı?

Başta da belirttiğim üzere tarihi konular ilgimi çektiği için çeşitli tarih dergilerini takip eder, hatta bazı makaleleri kesip büyük boy harita metod defterime yapıştırırdım. Buna bir örnek vermek gerekirse, merhum İbrahim Hakkı Konyalı’nın yazılarını zikredebilirim. Bahsettiğim büyük defterde bu minval üzere ilgi çekici anekdotlar var.

Aldığım notlardan bir iki örnek vereyim: Sultan İkinci Abdülhamid, gelmiş geçmiş Osmanlı padişahlarının en büyüklerinden biridir. Yurdun bütünlüğünü ve huzurunu sağlamak için 33 sene çalıştı. Birinci dünya savaşında Türkiye’yi yok olmaktan kardeşi Sultan Reşad’a verdiği ders kurtarmıştır. Birinci Dünya savaşında düşman kuvvetleri Çanakkale Boğazı’nı zorluyorlardı. Hükümet Payitahtı Anadolu’ya taşımaya karar vermişti. Sultan Reşad da Konya’ya gidiyordu. Sultan Abdülhamid’in de Anadolu’nun bir köşesine nakli kararlaştırılmıştı. Dahiliye Nazırı Talat Paşa’nın başkanlığındaki bir heyet ona hükümetin bu kararını bildirmişti. Sultan Abdülhamid, “dedemiz Sultan Fatih bu şehri alırken Bizans İmparatoru Konstantin kaçmamış. Ordusunun başında çarpışa çarpışa can vermişti. Fatih’in torunları olarak Konstantin’den aşağı kalamayız. Ben yerimden kıpırdamam” demiş. Verilen kararı bozmuştu. Ben, bu kararı 1950 yılında Sultan Abdülhamid’e tebliğe giden heyetten hayatta kalan tek kişi Ercüment Ekrem Talu Bey’den rica etmiştim. O bunu eliyle yazdı, verdi. Ben de bunu buraya aynen koyuyorum.

Merhum İbrahim Hakkı Konyalı gerçekten de büyük tarihçilerimizden biridir. Ayrıca en zor kitabeleri okumakta büyük bir maharet sahibidir. Aksaray Tarihi, Niğde Tarihi, Erzurum Tarihi, Akşehir Tarihi gibi hacimli kitapları için tam birer kitabeler, belgeler, bilgiler hazinesidir dersek, doğruyu söylemiş oluruz.

Konyalı merhumun en değerli eserlerinden biri de iki büyük ciltten ibaret olan “Üsküdar Tarihi”dir. Diğer bir ifadeyle söylemek gerekirse bu eser Üsküdar’ımız hakkında kaleme alınan dört başı mamur bir çalışmadır. Bu eserde Üsküdar her yönüyle; camileriyle, mescitleriyle, çeşmeleriyle, dergâhlarıyla, hamamlarıyla, kiliseleriyle, havralarıyla ve daha birçok tarihi eserleriyle anlatılmıştır.

Daha önce de Yeşilay tarafından iki cilt halinde yayımlanan “Üsküdar Tarihi”nin mevcudu kalmamıştı ve eski kitapçılarda yüksek fiyatlara satılıyordu.

Memnuniyetle belirtmek isterim ki, Üsküdar’ımızın en sağlam bilgi, belge ve kitabe bakımından hazine kabul edebileceğimiz “Üsküdar Tarihi” İstanbul’un fethini gören Üsküdar’a çok yakışıyor. Bu vesileyle, böyle son derece kıymetli bir eseri, her türlü masrafa katlanarak yeniden kültür dünyamıza kazandıran değerli Üsküdar Belediye Başkanımız Hilmi Türkmen Bey’e teşekkür ediyorum. Ayrıca Kültür İşleri Müdürü Mesut Meyveci’yi ve diğer emeği geçenleri tebrik ediyorum. Hilmi Türkmen Bey’in eserin baş tarafına yazdığı “Sunuş” yazısı da ayrıca okunmalıdır. Tabii ki, kitabın müellifi Konyalı’nın hayatı hakkındaki yazı da ihmal edilmemelidir.

Bendeniz uzun yıllardır Üsküdar’da oturan bir Üsküdar sevdalısı olarak adı geçen eserden bilmediğim çok şey öğrendim. Mesela sütunların bileziklerine notlar alınırmış. İşte Mihrimah Sultan Camii’nin sol tarafındaki sütunlardan birinin bileziğinde şöyle bir yazı var: “Elçiler, Şah’a giderler, Muharremin ikisinde” Konyalı bu konuda şunları söylüyor: Sultan Dördüncü Mehmed zamanında 1070 yılı Muharremi’nin ikinci günü İran Şahı’na elçiler gönderildiğini gösteren bu kaydın tarihini kaynaklar doğrulamaktadır. Evliya Çelebi, evkaf tarafından mühim olayları, cami, türbe gibi âbidelerin tunç bileziklerine kazımaya memur edilmiş adamlar bulunduğunu yazar. Süleymaniye’nin, Şehzadebaşı Camii’nin ve daha başka camilerin tunç bileziklerine yangınlar, şehzade ve sultanların evlenmeleri, sultanların ölümleri gibi mühim olayların kazındıklarını tesbit ettik.

Yeni Şafak: Dursun Gürlek