Sendika ve dernek temsilcileri, asgari ücretin açlık sınırının altına düştüğünü belirterek Üsküdar Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamada ekonomik yetersizliklerin halk üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekildi.
Bir süredir “açlık çoğunluktadır” eylemi yapan bir grup sendika ve dernek temsilcisi, bu kez Üsküdar Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Zaman zaman Filistin halkına destek eylemleri yaparak dünyanın başka yerlerindeki zulme karşı çıktıklarını anımsatan temsilciler, “Kendi halkımızın gördüğü zulmü, sorunları da dile getirmek boynumuzun borcudur” dedi. Açıklamada, “Sene başlarında açlık sınırına neredeyse eşit seviyelerde uygulanmaya başlanan asgari ücret, şu anda açlık sınırının çok çok altına düşerek eşi benzeri görülmemiş bir kölelik ve sefaletin emekçilere dayatıldığını kanıtlıyor” denildi.
Son olarak Eminönü Meydanı’nda kitlesel açıklama yapan Eğitim İlke-Sen, TOKAD, ÖYB, Sağlık İlke-Sen temsilcileri bugün Üsküdar Meydanı’ndaydı. Zaman zaman Filistin halkına destek eylemleri yaparak dünyanın başka yerlerindeki zulme karşı çıktıklarını anımsatan temsilciler, “Kendi halkımızın gördüğü zulmü, sorunları da dile getirmek boynumuzun borcudur” dedi. Açıklamada, “Sene başlarında açlık sınırına neredeyse eşit seviyelerde uygulanmaya başlanan asgari ücret, şu anda açlık sınırının çok çok altına düşerek eşi benzeri görülmemiş bir kölelik ve sefaletin emekçilere dayatıldığını kanıtlıyor” denildi. Açıklamayı Toplumsal Dayanışma, Kültür, Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği (TOKAD) Sözcüsü Hasret Aktaş yaptı.
“Okul kantinlerinden bir tost alıp yiyebilen bir öğrencinin şanslı addedildiği dönemlerden geçiyoruz”
“Pervasız sömürü düzeni açlığı çoğunluk kılmıştır ki açlık, bir kişiyle sınırlı olsa bile utanç vericidir, asla kabul edilemez. Farklı araştırmalar gösteriyor ki açlık sınırı en az 20 bin liradır. Yoksulluk sınırı ise 65 bin liraya ulaşmış durumda” diyen Hasret Aktaş, şöyle devam etti:
“Okul kantinlerinden bir tost alıp yiyebilen bir öğrencinin şanslı addedildiği dönemlerden geçiyoruz. Çocuğunu servise vermek zaten pek çok aile için lükstü şimdi bu, çok daha uzak bir ihtimal. Şehir içi, şehirler arası ulaşım halkımıza adeta hapishane hayatını dayatıyor. Ekonomik yetersizlikler, halkımızın tedavi imkanlarını ellerinden alarak sağlık sorunlarını derinleştiriyor. Kültürel ilgiler artık tümüyle lüks kabul ediliyor. Mesela kitap fiyatları alıp başını gitmiş durumda. Şimdi size tekrar soruyoruz: Açlık sadece gıdayla ilgili bir durum mudur? Barınma, sağlık, ulaşım, eğitim, kültür alanlarındaki açlıktan bahsetmeye bu ülkede sıra bile gelmiyor.
“Halkımız açlığın, köleliğin pençesine terk edilmiş”
Milyonlarca emekli çok çok düşük maaşlarıyla adeta ölümü arar hale getirilmiştir. Yıllarca çalışıp didinerek emekli olanlar için hayat artık çekilmez bir işkencedir. Halkımız açlığın, köleliğin pençesine terk edilmiş, tabiattan ve üretimden kopartılarak bir avuç azgın sermayedarın insafına bırakılmıştır. 2019’da ortalama emekli aylığı en düşük emekli aylığının 2 katı iken 2024’te yüzde 16 fazlasına gerilemiştir. Tıpkı asgari ücrette olduğu gibi emekli aylıklarını da en dipte eşitlediler. Şimdi hükümet en düşük emekli aylıklarını 12 bin 500 lira seviyesine yükselterek sözüm ona lütufta bulunuyor!12 bin 500 lira bakanların, patronların bir öğün yemek parasıyken bu oranları ailelere bir aylık geçim için teklif ediyorlar. Böyle bir arsızlık ve utanmazlığı reddediyoruz.
“Şatafat ve israf, ‘itibardan tasarruf olmaz!’ denilerek halkın kesesinden yapılıyor”
2024 bütçesinden faiz ödemelerine ayrılan pay 1 trilyon 254 milyar liradır. Bu büyük pay, çoluk çocuk ve yetişkiniyle yoksul halkımızdan çalınarak faiz lobisine ikram edilmiştir. Bu örnekle kendini gösteren servet transferi bu düzenin karakteridir. Yüksek enflasyon ve vergi üstüne vergilerle halkı canından bezdiren; sermaye sahiplerinin değil de emekçilerin ücretlerine göz diken, alın terini yağmalamak için türlü numaralar çeviren bu zam, sömürü, yağma düzenine karşı sesimizi daha çok yükseltmeliyiz. Siyasetçisi ve sermayedarıyla egemenler zevk ü sefa içinde yaşarken, lüks uçak ve otomobilleriyle keyf ederken okullara aç giden çocuklarımıza bir öğün bulunamıyor. Bütün şatafat ve israf, ‘itibardan tasarruf olmaz’ denilerek halkın kesesinden yapılıyor. Emperyalistlerin NATO zirvesi için devlet kafilesi ABD’ye 5 uçakla giderken kemer sıkma politikalarının ve tasarruf genelgelerinin sadece yoksul halka dönük olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bankalar, holdingler büyürken esnaf batıyor, küçük köylü yok oluyor, işçiler her ay yüzlercesiyle iş cinayetlerine kurban gidiyor.”
Kaynak: DHA