Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Psikoloji Günleri’ne Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya katıldı. Hollanda’da 11 Mart’ta yaşanan skandalı anlatan Bakan Kaya, Hollanda polisinin kendilerini saatlerce bir aracın içinde silahlarını üzerine doğrultarak tuttuğunu hatırlatarak “O gece kadın hakları ayaklar altındaydı, bir kadın bakana Dünya Kadınlar Günü’nden üç gün sonra yaptıkları muamele gözler önündeydi. Hollanda o gün bütün değerleri ayaklar altına aldı, diplomatik teamülleri ayaklar altına aldı” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Altunizade Kampüsü Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda bu yıl ilk kez düzenlenen Psikoloji Günleri “İnsanı Anlamak” temasıyla gerçekleştiriliyor. Programın öğleden sonraki bölümünde gençlerle bir araya gelen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, “Hollanda Travması” başlıklı bir konuşma yaptı.
Hollanda’da 11 Mart’ta yaşadığı olayı anlatan Bakan Kaya, Almanya ve Hollanda’da yaşayan vatandaşlarla buluşmak için gittiğini ancak Hollanda’nın insanlık değerlerini ayaklar altına aldığını söyledi. Almanya’ya giden milletvekili ve bakanların toplantılarının çok sudan sebeplerle iptal edildiğini belirten Kaya, “23 yıldır Cumartesi günleri çalıştırılan salon, benim toplantı yapacağım Cumartesi günü sudan bir sebeple ‘Bu salonun cumartesi günü çalışma izni yok’ diye polis tarafından engellendi. Biz de Hollanda’ya karayolu ile gittik. Biliyorsunuz Hollanda, Dışişleri Bakanımızın uçuş iznini iptal etti. Bu aslında bir Dışişleri Bakanı’na yapılmayacak bir muameleydi” dedi.
Kendisinin Hollanda’ya karayoluyla gittikten sonra tam konsolosluk binasına 30 metre kala aracının durdurulduğunu ifade eden Kaya, bundan sonra yaşanan gelişmeleri şöyle anlattı:
“Sıradan bir polis memuru aracı durdurarak daha fazla gidemeyeceğimizi, bir an önce ülkeyi terk etmemizi ve konsolosluk binamıza girmemizin mümkün olmadığını söyledi. O gece biz dedik ki; ‘Biz buraya sadece vatandaşlarımızla buluşmaya geldik, vatandaşlarımızla da buluşmadan burayı terk etmeyeceğiz’ ve böyle dediğimiz için bizi saatlerce bir aracın etrafında silahlarını üzerimize doğrultarak araç içinde tuttular. Beni bir kadın olarak, bir kadın bakanı nasıl tehdit olarak gördülerse ekibimi gözaltına alıp hücreye kapattılar, silahsız olan korumalarımı gözaltına alıp hücreye attılar ve beni de nasıl tehdit olarak gördülerse iki saat içinde ülkede olağanüstü hal ilan edildi.”
“Bu durum Hollanda açısından çok büyük bir utanç gecesiydi, o gün bütün insani değerleri ayaklar altına aldılar” diyen Fatma Betül Sayan Kaya, “Şunu söyleyeyim size en temel insani ihtiyacımızı bile karşılamamıza izin vermeden saatlerce aracın içinde bizi mahkûm ettiler. O gece kadın hakları ayaklar altındaydı, bir kadın bakana tam Dünya Kadınlar Gününden üç gün sonra bir kadın bakana yaptıkları muamele gözler önündeydi. Sizler de televizyon ekranlarından gördünüz, görmediğiniz kısmı silahların arabaya doğrultulmuş bir şekilde saatlerce bekletildiğimiz korumalarımın danışmanlarımızın hücreye atıldıktan sonraki haliydi. Maalesef Hollanda o gün bütün değerleri ayaklar altına aldı, diplomatik teamülleri ayaklar altına aldı, orada bizimle buluşmak için gelen vatandaşlarımıza atlarla itlerle saldırdılar. Gördünüz köpekleriyle vatandaşlarımıza saldırdılar. Basın mensuplarımıza atlarla saldırarak kameralarını yerlerde sürüklediler.”
Basın özgürlüğünden, demokrasiden bahseden Hollanda’nın özgürlükler ülkesi olarak bilindiğini kaydeden Kaya, “Parklarında uyuşturucunun serbestçe kullanıldığı bir ülke Hollanda. Yani o kadar çok özgürlük var ki uyuşturucu kullanmak parklarda serbest. Böyle bir özgürlükler ülkesinde bizim vatandaşlarımızla buluşmamıza niçin engel oldular? Ben bunu her Türk vatandaşının düşünmesi gerektiğine inanıyorum” dedi.
Kendilerine engel olan Avrupa ülkelerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şakağına silah dayanmış şekilde pankartlarla terör örgütlerinin hayır kampanyaları yapmalarına izin verdiğini belirten Kaya, “Bunların derdi Türkiye’nin büyüyüp gelişmesi. Hem bölgesinde hem küresel anlamda Türkiye güçlendikçe bunlar rahatsız oluyor. Türkiye ekonomik anlamda büyüdükçe bunlar rahatsız oluyor. Ne zamanki biz büyük işlere imza atsak bunların karın ağrıları sancıları tutuyor. İnanın bütün insanlığı diplomasiyi her şeyi ayaklar altına alacak kadar çılgınlaşabildiler” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da psikolojinin bir ayağını oluşturan politik psikolojinin önemine işaret ederek “Politik psikolojide psikolojik savaş var, Türkiye şu anda psikolojik savaşın bir nesnesi durumunda hatta öznesi durumunda. Türkiye daha önce psikolojik savaşta kurban olandı, şimdi psikolojik savaşta karar veren durumuna geçiyor. Şu anda bölgesel lider olma durumunda. Böyle bir durumda sosyal psikoloji açısından önemli olacak şu anda asimetrik bir savaş yaşanıyor. Türkiye bu savaşta 100 sene önceye göre önemli avantajlara sahip. Çok daha özgüven sahibi bir yönetim sistemimiz var. Böyle bir durumda da çok güzel sonuçlar ortaya çıkacak” dedi.