İslam dinine karşı son dönemlerde dünyada oluşturulmaya çalışılan ön yargıları bertaraf etmek amacıyla yola çıkılan “İslamo-Phobia” isimli filmin çekimleri tamamlandı. Filmin yönetmenliğini ve senaristliğini Ömer Sarıkaya üstlenirken, filmde uluslararası alanda tanınmış oyuncular da rol alıyor. Filmin galası, önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapıcağı belirtildi. Senarist Ömer Sarıkaya ile filmde bir müslüman anneyi oynayan Teuta Turku, filmle ilgili Üsküdar TV’ye özel röportaj verdi.
İslamo Phobia filmi nereden kaynaklandı? Neden böyle bir filmi çekmeye ihtiyaç duydunuz?
Bu bir algı filmi… Film üzerine çalışmalarımız yaklaşık 2 yıl devam etti. İslamofobi Avrupa’da maalesef vardır. Biz de, bunu bağırmakla, çığırmakla değil, dinimizi en iyi şekilde tanıtarak Hollywood sineması üzerine düşündük. Aslında biz bunu yüksek bütçeli bir film olarak yapmak istedik. Özellikle, Müslüman ülkelere ve elçiliklerine başvuru yaptık. Başvuru yaptığımız hiçbir Müslüman ülkelerinden bize olumlu bir cevap gelmedi. Bu bizi açıkçası çok üzdü. Çünkü biz sonuçta Avrupa ülkelerinde çok yaygın olan İslamofobi konulu bir film yapıyoruz. İslam demek, barış demektir ve biz bunu dünyaya bu şekilde anlatmamız lazım. Filmi öncelikle Türkiye’ye getirdik. Antalya Büyükşehir eski Belediye Başkanı Sayın Menderes Türe bu konuda bize çok yardımcı oldu. Dünyaca ünlü isimleri de Türkiye’ye getirecektik.. Tam bu esnada Türkiye ile Amerika arasında vize konusu patlak verdi. Sonrasında da filmi çekmek için Almanya’ya gittik. Yine burada da Müslümanlar değil, daha çok Müslüman olmayanlar bize destek verdi. 38 ülkenin oyuncularını bu filmde buluşturdum. Islamo Phobia filmimiz 3 ülkede çekimleri yapıldı. Almanya’daki çoğu belediyeler bize yadımcı oldular. Projeye destek vermelerinin amacı, barış ve bağış adı altında, İslam’ın şefkatini anlatmak.
Filmde rol alan dünya isimler arasında kimler var?
Dünyaca ünlü isimler arasında “İlk Kan: Rambo” filminde komutan rolündeki Chris Mulkey, bize çok yardımcı oldu. Hatta, filmin bir bölümünü evinde çektik. İkinci bir oyuncumuz da Mike Michael… O da, Mell Gibson’un yanında rol almış bir arkadaşımızdı. Avusturyalı, Yahudi bir oyuncumuz. Aslında ben Türkiye’den bir oyuncu istemiştim. Kendisine söylediğimde bizden ücret talep etti. Avusturyalı oyuncumuz hiç tereddüt etmeden, Avusturya’dan 700 kilometre yaparak kendi aracıyla filmde oynadı. Tabi kendisi Yahudi olduğu için, filmde bir Müslümanı oynayacaktı. Kendisine namaz kılmayı, dua etmeyi öğrettik. Hatta Kelime-i Şehadet dahi getirttik kendisine. Ama, filmi çektiğimiz camiden kovulduk. Cami imamı, “Yahudi bir kişinin camide ne işi var” diye bize tepki gösterdi. Biz de, başka bir camide sahneyi çektik.
Biz bu filmi Hollywood’da çektik… Bize dediler ki, “Islamo Fobia’nın Hollywood’a ne işi var?” veya, “Size kimse destek vermez.” Gerçekten Hollywood’da çekim izini aldık ve dünya starlarının yerlerinde. Oraya giderken dedim ki, sayın Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın adını Muhammet Ali’nin yanına yazdırayım… Yazdırmak çok zor oldu. İzin alarak bunu da başardım. İsimlerini vermek istemiyorum ama, orada bulunan Türk oyuncular kendilerini o karede görmek istemediler.
Ayrıca, 17 Mayıs’ta düzenlenen Cannes Film Festivali’ne “Sessiz Çığlık” ve “İslamo Phobia” adlı filmlerimizle katıldık. Yine maalesef ki, bu filmleri izlemek için Türk ve Müslümanlar değil, orada yaşayan Müslüman olmayan kişiler geldiler ve herkes ayakta alkışladı. Yine bu filmimiz Netflix’te de gösterilecek.
Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’la bir görüşmeniz olmuştu. Filmin galasının Külliye’de yapılmasına dair… Bu konudaki son durumu anlatır mısınız?
Oradaki yetkililere bunu söyledik. Dediler ki, “Cannes Film Festivali’nden sonra gelin yeniden görüşelim.” Galayı burada yaparsak 38 ülkenin oyuncularını bu galaya getirmiş oluruz ve herkes kendi bayrağıyla gelerek, İslam’ı desteklemiş olacaklar. Bir de, Hollywood’un dünyaca ünlü 8 starını, başta Mell Gibson olmak üzere getireceğiz. Dünya ünlü isimlerin Türkiye’ye gelerek İslamo Phobia filmin galasında yer alması Türkiye için paha biçilmez bir reklam olur. Hem İslam’ın teminatı Türkiye Cumhuriyeti, hem de bütün Arap ülkelerine de bir ders olmuş olur.
Dünyada büyük yankı uyandıran böylesine bir filmin senaristini veyönetmeni tanımak isteriz.
Ben Batmanlıyım… Okul dahi okumadım. Fakir bir ailenin çocuğuyum. Çobanlığı orada bırakarak Bodrum’a yerleştim. O zaman ben Türkçe de bilmiyordum. Türkçe’den önce İngilizce’yi öğrendim Bodrum’da… Bulaşıkçılıktan, sörf hocalığına yükseldim. 4 yıl sonra da dünya üçüncüsü oldum. Sinema sektöründe de 7 yıldır içindeyim… Ben daha önce hiç sinemaya dahi gitmezdim. Beni aslında etkileyen Osmanlı Sultanı Abdülmecid’in İrlanda’ya yapmış olduğu yardım…. Türkler’le İrlandalılar arasında tarihi bir geçmişi var. Bu tarihi araştırmam tam 1 yılımı aldı. İrlandalılar aslında, İçanadolu’dan çıkmadır. Hani boşu boşuna demiyorlar, “İçimizdeki İrlandalılar” diye… Benim şimdi tek bir hedefim var, o da Oscar almak…
Filmde Müslüman bir anneyi oynayan Arnavut asıllı Teuta Turku’ya sormak istiyorum. Oyunculuğa nasıl başladınız ve İslamo Phobia filmine nasıl başladınız?
Öncelikle Üsküdar TV’ye teşekkür ediyorum, bana bu fırsatı verdiği için… 1995 yılından bu yana İstanbul’dayım. 2 yıllık bir oyunculuk eğitimi valdım. Ömer beyin daveti üzerine İslamo Phobia’da rol aldım. Barış konusunu anlatan çok güzel bir filmdi. Bu filmde oğlumla birlikte oynadık.
Ömer bey, filmdeki imamın Yahudi asıllı olduğunu söylemiştiniz. Peki bu size sıkıntı verdi mi?
Hayır… Hiç bir sıkıntı vermedi. Ama, çekim yaptığımız Müslüman mahallelerindekiler duymuşlar ve dövmeye kalkmışlar!.. Bu Yahudi olan imam bize çok destek verdi. Onun da amacı Cannes’e gelmekti. Cannes’teki gösterimden sonra filmdeki imamın Yahudi olduunu söylediğimde herkesten alkış geldi. Yahudi’nin gelip de, secdede namaz kılması, vaaz etmesi apayrı birşeydi… Fotoğraflar: Oğuzhan KAPLAN